Jack isimli hayvan türü nedir? Bir Hikâye: Bir Arkadaşın Yolculuğu
Merhaba sevgili okurlar,
Bazen, hayatımızda bir anda beliren, bize sıradan gibi görünen ama aslında derin izler bırakan bir şey vardır. Bu yazıyı yazarken, aklımda Jack isimli bir hayvan türünün ne olduğuna dair sorular vardı. Fakat bir soru sormak, çok basit bir şey gibi görünse de, bazen bizi derin düşüncelere sürükler.
Şimdi size Jack’in hikâyesini anlatacağım, ama bir hayvanın hikâyesi değil, bir insanın…
Biraz sabırlı olun, bu yazı başlarken belki sorunuzun cevabını bulamayacaksınız, ama hikâyenin sonunda her şey netleşecek.
—
Jack adında bir köpek vardı. Fakat Jack sıradan bir köpek değildi. O, her şeyin ötesinde bir dosttu. İnsanları tanıyan, onların duygularını hissedebilen, aynı zamanda bir hayvanın sadakatini tüm kalbiyle taşıyan bir köpekti. Herhangi bir köpek gibi bir insanın ayaklarını yalayan, bahçede koşan biri değildi. Jack, hayatına giren her insanı farklı bir şekilde etkileyen, insana dair her şeyi gözlemleyen bir gözlemciydi.
Bir gün, Jack’in yaşadığı kasabaya yeni bir aile taşındı. Aile, Maria ve John’dan oluşuyordu. Maria, kasabanın içine yerleşen ve insanları hemen tanıyıp onlarla ilişki kurmaya çalışan, empatik bir kadındı. John ise tam zıddıydı. O, çözüm odaklı bir adamdı. Her şeyin mantıklı ve planlı olmasını isteyen, duygularını her zaman bir kenara koyan biri. İkisinin arasında bir denge vardı; Maria insanlara yakın, onları anlamaya çalışan bir kadındı. John ise her şeyin çözülmesini isteyen, pratik bir yaklaşım sergileyen bir adam.
Jack’in yolu, bir gün Maria’nın hayatına dokundu. Bir sabah, Maria kahvaltı hazırlarken Jack pencereden içeri girdi. Maria bir anda göz göze geldi Jack ile. Hemen onun duygularını hissedebildi. Jack yalnız bir hayvandı ama insanlara karşı öylesine bir sevgiyle doluydu ki, Maria ona sarıldığında, sanki Jack her şeyin doğru yerinde olduğunu anlatıyordu.
Jack, Maria’ya çok yakın oldu, her gün onu izledi, birlikte yürüyüşler yaptı. Ama bir noktada, Maria’nın karamsar ruh halini fark etti. O an, Jack’in yaptığı şeyler insanlardan daha farklıydı. Jack, bir anda Maria’ya farklı bir derinlik sundu: empati. Jack, duygusal zekâsıyla Maria’nın karanlık günlerinde yanındaydı, kelimelere gerek duymadan. Maria, Jack ile geçirdiği zamanlarda yalnızca içindeki duygusal boşluğu hissediyor, ama Jack onu olduğundan daha güçlü bir insan yapıyordu.
Fakat bir gün, Jack’in yerini John aldı. Her zaman çözüm odaklı, pratik yaklaşımını benimseyen John, Maria’nın bu duygusal halini anlamakta zorlanıyordu. “Neden üzülüyorsun? Bir şeylerin yolunda gitmemesi için hiçbir sebep yok,” diyerek yaklaşmaya çalıştı. Ama Jack gibi değildi. Jack, Maria’nın kalbinin ne zaman kırıldığını ya da hangi anının zor olduğunu görüp ona göre yaklaşırken, John sadece “durumu çözmeye” odaklanmıştı.
Bir süre sonra, Jack’le her zaman daha derin bağlar kuran Maria, John’un “yapıcı” yaklaşımından bunalır hale geldi. Çünkü birinin yanında, duygularını tamamen ifade etmek istiyorsanız, sadece bir çözüme değil, anlayışa ihtiyacınız vardır.
Bir gün, Maria Jack’le beraber kasabanın biraz dışında bir yürüyüş yapıyordu. Güneş batmak üzereydi ve Jack, Maria’ya bakarken sanki her şeyin bir anlamı olduğunu anlatıyordu. Maria o an fark etti ki; Jack, ona çözüm değil, insan olmanın basit ama en derin halini öğretmişti. John ise sadece bir çözüm sunmaya odaklanmıştı. Sonunda Maria, Jack’i doğru yerinde, doğru zamanda fark etti.
Yavaşça dönüp Jack’e sarıldı. “Sadece burada olman yetiyor, Jack,” dedi. Jack sadece kuyruğunu sallayarak ona cevap verdi, ama bu basit hareketin ne kadar derin bir anlam taşıdığını kimse bilemezdi.
—
O gün Maria, Jack’in sadece bir hayvan olmadığını fark etti. Onun, insanın ruhunu ve kalbini anlamaya çalışan, her şeyin ötesinde bir arkadaş olduğunu gördü. Belki Jack bir köpek değil, bazen insanların duygusal ihtiyaçlarını anlamaya çalışan bir arkadaş, bir öğretmen, bir yol arkadaşıydı.
Belki de Jack’in özüdür, çözüm bulmak değil, duyguları hissetmektir. Jack bir tür değil, duygusal zekâsıyla hayatı anlamaya çalışan bir varlıktır. Jack, Maria’ya aslında tam da çözüm arayan bir insanın eksik olduğu şeyi sundu: Empati.
Sevgili okurlar, siz de hiç Jack gibi bir dost edindiniz mi? Eğer hayatınızda Jack’in varlığını hissediyorsanız, onun size sunduğu anlamı bir kez daha düşünün. Ve belki de daha çok empati, daha az çözüm odaklı düşünmek gerekir. Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşmaktan çekinmeyin, belki hep birlikte Jack gibi dostları daha iyi anlayabiliriz…