İyonlaşma Enerjisi ve Evrenin Derinliklerine Yolculuk İyonlaşma enerjisi, atomlardan bir elektronu koparmak için gerekli olan enerjiyi tanımlar. Kimyanın ve fiziğin sunduğu teknik bir kavram olmanın ötesinde, bu kavram insanın evrenle olan ilişkisinin, varlık anlayışının, ve daha geniş anlamda bilginin doğası üzerine düşünmemizi sağlar. Ancak bu yazıda, iyonlaşma enerjisinin artış yönüne dair olan soruyu yalnızca bilimsel bir açıdan incelemekle kalmayacak, aynı zamanda bu olgunun etik, epistemolojik ve ontolojik boyutlarını da derinlemesine sorgulayacağız. Etik Perspektif: İnsan ve Doğa Üzerine Bir Sorumluluk Bilimsel bir bağlamda, iyonlaşma enerjisinin arttığı yön, genellikle periyodik tabloyu incelediğimizde, sağ üst köşeye doğru ilerledikçe artar. Ancak etik bakış açısıyla…
Yorum BırakYazar: admin
Aksaray’da En Çok Ne Yetişir? Bir Toprağın Hikayesi Bir sabah, Aksaray’ın güneşle uyanan toprakları, çocukluğumun sıcak yaz sabahlarını hatırlatıyor. Hatırlıyorum da, o zamanlar annem, her sabah bizi bahçeye çağırır ve “Bugün de toprağa biraz sevgimizi katacağız,” derdi. O günlerin sıcaklığı hâlâ içimde bir yerlerde parlıyor. Aksaray, sadece bir şehir değil; bir yaşam biçimi, bir toprak, bir kültür… Peki, Aksaray’da en çok ne yetişir? Herkesin cevabı farklı olabilir ama gerçek şu ki, Aksaray’da en çok, insanın ruhuna dokunan şeyler yetişir. Hikâyemize bir zamanlar Aksaray’a yeni taşınan bir çiftin gözünden bakalım: Mehmet ve Elif. İkisi de farklı dünyaların insanlarıydı. Mehmet, her şeyin…
Yorum BırakÇilek Vajina Ne Demek? Antropolojik Bir Perspektiften Kültürel Semboller ve Kimlikler Üzerine Bir Analiz Antropolog olarak, kültürlerin çeşitliliğine ve insan topluluklarının kendilerini ifade etme şekillerine olan ilgim her geçen gün artıyor. İnsanların bedenleri, sadece biyolojik varlıklar değil, aynı zamanda toplumsal yapılar, ritüeller, semboller ve kimlikler aracılığıyla şekillenen karmaşık yapılar olarak karşımıza çıkıyor. Bedenlerin toplumsal anlamları ve topluluklar içindeki rollerinin anlaşılması, kültürel farklılıkları daha derinden keşfetmemize olanak tanır. Bugün, “çilek vajina” gibi bir kavramı ele alacağız. Her ne kadar gündelik dilde kullanılan bir tabir olsa da, bu ifade aslında çok daha derin kültürel ve sembolik anlamlar taşıyor olabilir. Bu yazıda, çilek…
Yorum BırakYerleşme Nedir? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelimelerin Gücü ve Anlatıların Dönüştürücü Etkisi: Bir Edebiyatçının Girişi Yazının gücü, kelimelerde gizlidir. Kelimeler yalnızca birer işaret değil, duyguları, düşünceleri ve idealleri taşıyan araçlardır. Bir anlatı, yalnızca bir hikaye sunmakla kalmaz, aynı zamanda okuyucusunun dünyasında bir yerleşim yaratır. Kelimelerle örülen her metin, bir mekânın izlerini taşır; her karakterin bulunduğu yer, bir anlamda içsel dünyasını yansıtır. İşte bu yüzden edebiyat, sadece anlatımın değil, yerleşmenin de bir biçimidir. Bir yerleşim, yalnızca fiziksel bir mekân değil, aynı zamanda bir kimlik, bir anlatı, bir zaman dilimidir. Yerleşme, hem bireylerin hem de toplumların kendi varlıklarını ve anlamlarını inşa ettikleri…
Yorum BırakTürk Dili Başkenti Neresidir? Bir Psikolojik Mercek Altında Düşüncelerimiz ve İletişimsel Kimliğimiz Psikologun Meraklı Girişi: Dil ve Kimlik Arasındaki Derin Bağlantılar Bir psikolog olarak, insanları, onların düşüncelerini ve davranışlarını anlamaya çalışırken, dilin ne kadar derin ve etkileyici bir araç olduğunu her zaman fark etmişimdir. Dil sadece kelimelerden ibaret değildir; bir toplumun kültürünü, değerlerini ve toplumsal bağlarını taşıyan bir canlı varlıktır. Bugün, “Türk Dili başkenti neresidir?” sorusunu ele alırken, dilin toplumlar ve bireyler üzerindeki psikolojik etkilerini incelemeye karar verdim. Bu yazı, dilin zihnimizde nasıl şekillendiğini ve sosyal kimliklerimizi nasıl inşa ettiğini sorgulayan bir analiz olacak. Türk Dili ve Kimlik: Dilin Psikolojik…
Yorum BırakTasavvufta Istılah ve Güç İlişkileri: Siyaset, İktidar ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Analiz Günümüz toplumlarında güç ilişkileri ve toplumsal düzen üzerine düşünmek, sadece hükümetlerin ve kurumların nasıl yapılandığı ile ilgili değil, aynı zamanda insanların birbirleriyle nasıl etkileşimde bulundukları, toplumsal normların nasıl şekillendiği ve bu normların dayandığı ideolojik yapılarla da ilgilidir. Tasavvuf, genellikle kişisel manevi gelişimle ilişkilendirilse de, içerdiği derin felsefi ve pratik öğretilerle, toplumların işleyişini anlamak açısından oldukça zengin bir perspektif sunar. Bu yazıda, tasavvuftaki ıstılah kavramını inceleyecek ve bu kavramı, iktidar, kurumlar, ideoloji ve vatandaşlık çerçevesinde ele alarak toplumsal yapıların güç ilişkileriyle nasıl şekillendiğine dair bir siyaset bilimi perspektifi…
Yorum BırakVoleybolda Kaç Pozisyon Var? Farklı Yaklaşımlarla Derinlemesine Bir Analiz Voleybol, her yaşta ve her seviyede sevilen bir spor dalıdır. Ancak, bu sporu izlerken ya da oynarken en sık karşılaşılan sorulardan biri, “Voleybolda kaç pozisyon var?” sorusudur. Cevap basit olabilir gibi görünebilir, ancak bu soru aslında daha derin bir anlam taşıyor. Voleybolun farklı pozisyonları, oyun stratejileri ve her pozisyonun oyuncunun rolüne göre farklı etkileri vardır. Hem erkeklerin hem de kadınların voleybol pozisyonlarına bakış açısı, bu spora yaklaşımda farklılıklar yaratabilir. Bugün bu farklı perspektifleri ele alacak ve voleybolun çeşitli yönlerini keşfedeceğiz. Voleybolda Temel Pozisyonlar Voleybolun temel pozisyonları 6 ana pozisyondan oluşur: pasör,…
Yorum BırakScapula Kemiği Nerede? Felsefi Bir Bakış Açısı Bedenimiz, dış dünya ile bağlantımızı sağlayan bir aracı, bir alan ve bir mecra olarak bize en temel varoluşsal soruları hatırlatır. Her bir kemiğimizin, her bir eklemimizin, her bir hücremizin nerede olduğu, aslında yalnızca fiziksel bir keşif değil, aynı zamanda kim olduğumuz, neyi düşündüğümüz ve dünyada nasıl var olduğumuza dair derin bir sorudur. Scapula, yani omuz kemiği, bu felsefi arayışa dair çok şey söyler; zira o, hem fiziksel yapımızın bir parçasıdır hem de vücudumuzun sınırlarını, hareketliliğini ve bağlılıklarını sorgulayan bir işaret olarak karşımıza çıkar. Bu yazıda, scapulanın nerede olduğunu sorarken, onu yalnızca anatomik bir…
Yorum BırakSahura Uyanamayip Sabah Niyet Edilir Mi? Toplumsal Cinsiyet ve Empati Üzerinden Bir Bakış Ramazan ayında sahura uyanamamak, birçoğumuz için basit bir aksilik gibi görünebilir. Ancak, bu küçük olayın altında yatan toplumsal dinamikleri, cinsiyet rollerini ve sosyal adalet anlayışımızı nasıl şekillendirdiğini hiç düşündük mü? Sahura uyanamamak, Ramazan ayında en çok yaşanan sıkıntılardan biri. Fakat, bu durumu sadece bireysel bir problem olarak görmek oldukça dar bir perspektife sahip olmak anlamına gelir. Toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi daha geniş dinamikler, bu tür bir sorunun nasıl algılandığını ve çözülmesi gerektiğini derinden etkiler. Bugün, sahura uyanamayınca sabah niyetinin geçerli olup olmadığını tartışırken, bu…
Yorum BırakBir sabah, dünyanın dört bir yanındaki insanlar aynı anda uyanıyor, hayatlarına devam ediyor. Ancak çoğu kez, bir şeylerin farkında olmadan yaşarız. Bir şeyin sonu, bir şeyin başlangıcı olabiliyor. Bugün, her günün içinde var olan ama çoğu zaman göz ardı ettiğimiz bir kavramdan bahsedeceğim: Yaşam döngüsü. Bu kavram, sadece çevremizdeki eşyalar için değil, tüm gezegen için geçerlidir. Her şey bir döngüden geçer, her şey bir hikâyedir. Peki, LCA (Life Cycle Assessment) nedir? Bir ürün ya da hizmetin yaşam yolculuğunu anlatan bu hikâyeyi birlikte keşfetmeye ne dersiniz? LCA: Bir Ürünün Gizli Yaşam Yolculuğu İlk olarak, gözlerinizi kapatın ve gözünüzde bir kutu hayal…
Yorum Bırak