Hizmetli Memur Olunur Mu? Eğitim, Öğrenme ve Toplumsal Dönüşüm Perspektifinden Bir Değerlendirme Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü: Bir Eğitimcinin Gözünden Bir eğitimci olarak, her zaman öğrenmenin yalnızca bilgi edinmek değil, aynı zamanda bireylerin yaşamlarını, toplumsal ilişkilerini ve toplumsal yapıları dönüştüren bir süreç olduğunu savunmuşumdur. Öğrenme, zihinsel bir evrimdir; tıpkı bir ağacın büyümesi gibi, zamanla kökleri derinleşir ve dalları genişler. Öğrenmenin gücü, bireylerin hayatlarına dokunmanın yanı sıra, toplumsal yapıları değiştirme potansiyeline de sahiptir. Eğitimdeki her yeni adım, bireyin sadece kişisel gelişimini değil, toplumsal düzeyde de dönüşümü teşvik eder. Bugün, “Hizmetli memur olunur mu?” sorusuna pedagojik bir bakış açısıyla yaklaşacağız. Bu soruya cevap ararken,…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Hipnoz Yapmak Caiz Mi? Tarihsel Süreçler ve Toplumsal Dönüşüm Üzerinden Bir Bakış Bir tarihçi olarak, geçmişin izlerini sürmek, geçmişteki sosyal ve kültürel anlayışlarla bugünü ilişkilendirmek her zaman derinlemesine düşündüren bir deneyim olmuştur. Zamanla değişen düşünce biçimleri, toplumsal yapılar ve kültürel değerler, insanlık tarihinin temel taşları gibi yerleşik anlayışların sürekli olarak evrilmesini sağlar. Geçmişten günümüze pek çok olgu, dini ve toplumsal normlar doğrultusunda şekillenmiştir. Bu yazımda, hipnoz gibi oldukça tartışmalı bir konuyu, tarihsel bir bakış açısıyla ele almayı hedefliyorum. Çünkü, “hipnoz yapmak caiz mi?” sorusu, sadece günümüzün değil, geçmişin de önemli bir parçasıdır. Hipnozun Tarihsel Kökenleri Hipnoz, insanın bilinçli ve bilinçdışı…
Yorum BırakHint Edebiyatı Nedir? Felsefi Bir Bakış Bir filozof, dilin ve edebiyatın sadece bir kültürün düşünsel mirasını değil, aynı zamanda varlık anlayışını ve insanlık durumunu da şekillendiren derin araçlar olduğunu savunur. Edebiyat, insanların dünyayı anlamlandırma biçimlerini, toplumsal yapıları ve bireysel kimlikleri yansıtan bir aynadır. Hint Edebiyatı da bu anlamda, hem tarihsel bir süreç olarak hem de derin felsefi düşünceler barındıran bir miras olarak dikkat çeker. Bu yazıda, Hint Edebiyatı’nı etik, epistemoloji ve ontoloji perspektiflerinden inceleyecek, bu edebiyatın insanlık deneyimini nasıl biçimlendirdiğini tartışacağım. Hint Edebiyatı: Varoluşun Derinliklerine Bir Yolculuk Hint Edebiyatı, sadece bir yazılı metinler bütününden ibaret değildir. Bütünsel bir yaşam anlayışını,…
Yorum BırakCep Telefonu Kaydı Nasıl Yapılır? – Bir Anı, Bir Hikâye Bazen teknoloji, hayatımızın bir parçası haline gelirken, bir anı kaydetme isteği de içsel bir dürtüye dönüşür. Hatırladığım bir an var: Geçen yıl yaz tatilinde bir arkadaşım, hayatının en önemli telefon görüşmesinden hemen önce, cep telefonunu nasıl kaydedeceğini bilmiyordu. Gözlerindeki o endişeyi unutamıyorum. Bir taraftan heyecanı, diğer taraftan teknolojiye dair olan o küçük korkusu… İşte bu yazı, o anı ve cep telefonu kaydı yapmanın nasıl bir kolaylık olduğunu anlatan bir hikâye olacak. Bu yazı bir adım geriye gitmek, o anın sıcaklığını hatırlamak ve hepimizin hayatta bir noktada karşılaştığı o teknolojik tıkanıklıklara…
Yorum BırakKaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları: Ekonomi Perspektifinden Bir İkileme İncelemesi Ekonomi, kaynakların sınırlılığı ve bu kaynaklarla yapılacak seçimlerin sonuçları üzerine kuruludur. Her gün, bireyler ve toplumlar arasında sınırlı kaynakları en verimli şekilde kullanmak için sayısız karar alınır. Bu kararlar, hem kısa vadeli hem de uzun vadeli sonuçlar doğurur. Bir ekonomist, bu kararların sonucunda oluşan ekonomik dinamikleri, piyasa davranışlarını ve toplumsal refahı analiz ederken, bireysel tercihlerin toplumsal düzeyde nasıl bir etki yaratacağını dikkate alır. Ekonominin temelinde “seçim yapma” vardır. İnsanlar, sürekli olarak karşılarına çıkan ikilemler içinde karar vermek zorundadırlar. Ancak, bu ikilemler sadece bireysel düzeyde değil, toplumların geleceğini şekillendiren makro düzeyde…
Yorum BırakArzu Balkan Aslen Nereli? “Nerelilik” Takıntısını Sorgulayan Cesur Bir İnceleme Bir ünlünün adını aratınca ilk çıkan sorulardan biri şu: “Arzu Balkan aslen nereli?” Ben bu soruya tek kelimelik bir cevap vermek yerine, sorunun kendisini tartışmaya açmayı tercih ediyorum. Çünkü “nerelilik” merakı çoğu zaman bilgi değil, etiket arıyor; kişiyi bir koordinata indirip rahatlamak istiyoruz. Peki bu adil mi, doğru mu, hatta gerekli mi? Gelin birlikte kazıyalım: veriler ne diyor, çelişkiler nerede, bu merakın görünmez yan etkileri neler? — “Kayıtlara Göre”: Doğum Yeri İstanbul Arzu Balkan’ın doğum yerine dair birincil ve güvenilir kaynakların ortaklaştığı bilgi net: İstanbul’da doğdu. Vikipedi, IMDb, SinemaTürk ve…
Yorum BırakAK Parti Kurucusu Kimdir? Siyasi Bir Oluşumun Bilimsel ve Tarihsel Analizi Siyasi partiler, bir ülkenin yönünü belirleyen en önemli toplumsal organizasyonlardandır. Her biri, bir düşüncenin, bir toplumsal talebin ve bir tarihsel sürecin ürünüdür. Türkiye Cumhuriyeti’nin yakın tarihine damgasını vuran Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) de tam olarak böyle bir bağlamda ortaya çıktı. Peki, bu partiyi kim kurdu? Hangi koşullar altında doğdu? Ve nasıl oldu da kısa sürede Türkiye siyasetinin merkezine oturdu? Bu yazıda bu sorulara, bilimsel verilerle desteklenmiş, ancak herkesin rahatlıkla anlayabileceği bir dille yanıt arayacağız. Kuruluşun Temel Sorusu: AK Parti’yi Kim Kurdu? Adalet ve Kalkınma Partisi, 14 Ağustos…
Yorum BırakKratos Kimin Oğlu? Gücün, Öfkenin ve Kimliğin Psikolojik Derinlikleri Bir psikolog olarak insan davranışlarının kökenine indiğimizde, her duygunun bir hikâyesi, her tepkimizin bir geçmişi vardır. Kratos gibi mitolojik ve kültürel karakterler, aslında insan zihninin karanlık odalarını aydınlatan güçlü metaforlardır. “Kratos kimin oğlu?” sorusu yüzeyde basit bir soy bağı gibi görünse de, psikolojik açıdan bu, bireyin kökeniyle, babasıyla, yani otoriteyle olan çatışmasını sembolize eder. Antik Yunan mitolojisine göre Kratos, Zeus’un oğludur — gücün, kontrolün ve mutlak otoritenin sembolü. Ancak psikolojik açıdan baktığımızda, Kratos’un babası yalnızca bir tanrı değil; aynı zamanda bireyin zihninde şekillenen otorite figürüdür — kimi zaman baba, kimi zaman…
Yorum BırakHıfzetmek Ne Demek TDK? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir Analiz Giriş: Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Üzerine Siyaset bilimci olarak toplumsal yapıların, kurumların, iktidarın ve ideolojilerin birbirine nasıl bağlı olduğunu anlamaya çalışırken, her birimizin toplumu, bireyleri ve kolektif değerleri nasıl algıladığını anlamak son derece önemlidir. Toplumlar sadece bir arada yaşamak için değil, aynı zamanda egemenlik ilişkilerinin ve güç dinamiklerinin şekillendiği alanlardır. Güç, sadece yöneticiler ve liderler arasında değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet, sınıf, etnik kimlik gibi farklı boyutlarda da şekillenir. Ancak, bu güç ilişkilerini ve toplumsal düzeni anlamak, çoğu zaman bizi toplumsal katılım, demokrasi ve bireysel haklar gibi kavramlara yönlendirir. Hıfzetmek…
Yorum BırakÖğrenmenin Kimyası: Hidrojen Gazı Neye Dönüşür ve İnsan Nasıl Dönüşür? “Öğrenmek, maddenin dönüşümüdür.” Bir öğretmen sınıfa girdiğinde, yalnızca bilgi aktarmakla kalmaz; öğrencinin zihninde yeni bağlar kurar, tıpkı bir kimyasal tepkimede atomların yeniden birleşmesi gibi. Öğrenme süreci, dönüşümün en insani halidir. Tıpkı hidrojen gazının başka bileşiklere dönüşmesi gibi, bilgi de insan zihninde anlam kazanır, değişir, derinleşir. Bu yazıda “Hidrojen gazı neye dönüşür?” sorusunu yalnızca bir kimya merakı olarak değil, aynı zamanda bir pedagojik metafor olarak ele alacağız. Çünkü öğrenmek de, tıpkı hidrojen gibi, görünmez ama etkisi ölçülemez bir güç taşır. Hidrojen Gazı: Evrendeki En Basit ve En Güçlü Öğretmen Kimyasal açıdan…
Yorum Bırak